ÜLKESİ OLMAYAN ADAM “VONNEGUT”

2020 yılının sonlarına yaklaşırken kitaplığıma ve dünyama katılan yeni bir isimden bahsetmek istiyorum. Nihayetinde kitapseverler olarak kütüphaneler dünyamız ise ailemize yeni katılan her üyeyi hoş da karşılamalıyız. Öncelikle kimmiş bu yeni üyemiz kısaca bir tanıyalım:

Kurt VONNEGUT :

11 Kasım 1922 yılında Amerika’da dünyaya gelen hümanist yazar Cornell Üniversitesinde biyokimya okumuş. II. Dünya savaşında Amerika’da orduya katılarak; Almanya’da Ardenne çatışması sırasında esir düşmüş. Dresden’de eski bir et deposunun mahzeninde tutuluyor olması 130 bin civarında insanın öldüğü bu bombalama sırasında kurtulmasına; lakin bu elim olaya şahit olmasına neden olmuş. Kurtulan yedi Amerikalı esirden biriymiş. Kurtulmasına rağmen bu olay yazarda derin izler bırakmış ve derin izler Mezbaha 5 isimli romanı ortaya çıkmasını sağlamış. Savaş sonrası antropoloji üzerine eğitim alarak ilk yazılarını yazmaya başlamış. İlk yazıları bilim kurgu ağırlıklı olarak kaleme alan yazarımız 2007 yılında 84 yaşında bir  “Ülkesiz Adam”  olarak dünyaya gözlerini kapatmış.

Vonnegut son satırları olan “Güzelim Dünya, seni kurtarabilirdik, ama öyle kahrolası adi ve tembeldik ki.” satırları ile her zaman aklımızda kalacak.

Yazar ile tanışma kitaplarım da Mezuniyet Konuşmalarının yer aldığı “Daha Ne Olsun” ve son kitabı “Ülkesiz Bir Adam”

Vonnegut ile tanışırken beni heyecanlandıran bir duygu vardı ve tam olarak açıklayamadığım bu duygunun ne olduğunu  merak ediyordum. Daha Ne Olsun kitabının önsözünde yer alan bir cümle, evet işte bu dedirtti.

“Vonnegut yazı ve konuşmalarında daima insanların düşünüp dillendirmediği dosdoğru sözcük ve cümleleri, mahrem hisleri ifade eden, önyargıları, kabulleri sarsan fikirleri bulur ve her şeye farklı açılardan bakmanızı sağlardı. Odadaki file işaret eden kralın çıplaklığını gören kişiydi.” (Daha Ne Olsun syf:11)

Okudukça yazarın ince mizahını ve gerçekten kralın çıplaklığından kastının ne olduğunu anlıyorsunuz. Neler yazıyor Vonnegut? Bence her şeyi yazmış. Özellikle okuduğum 2 kitap hayata dair tavsiyeleri ve birikimlerini sunuyor.

Kadın-erkek ilişkileri ve boşanmalara dair çarpıcı bakışı;

“Kadınlar ne ister? Konuşacak bir sürü kişi ister.

Erkekler ne ister? Bir sürü arkadaş. Bir de kimsenin kendilerine kızmamasını.”

“Karı koca kavga ediyorsa bağırmalarının esas nedeni yalnızlıktır. Gerçekte dedikleri sen yeterince kalabalık değilsindir. Çoğu insanın kalabalık akrabalarıyla birlikte ve hep aynı yerde yaşadıkları geçmişte evlilik, gerçekten kutlanacak bir şeydi. Düğüne gelenler ağlamaz, gülerlerdi. Damat bir sürü yeni arkadaş kazanır, gelinse gönlünce konuşacağı bir sürü yeni insan edinirdi.”

Günümüz kavgalarının nedeni kadının da erkeğin de yeterince kalabalık olmayışı olabilir.           (Daha Ne Olsun syf:33-34)

Amerika’nın masum ve insancıl olmasından ümidini kesmesi onu kızgın ve Ülkesiz Bir Adam yapmıştır. Ülkesiz Bir Adam kitabında; ortadoğuya dair Amerikanın bakışını, devlet başkanlarına yüklenmelerini (özellikle G.Bush) okuyabilirsiniz.

Samimi sıcak bir kalemi olduğunu da amcası ile anılarında hissediyorsunuz. Hayata dair umudunu belki de.

“Alex adlı iyi bir amcam vardı ve hayatının en tatlı anlarında, mesela ağaç gölgesinde limonata içerken, ‘ Daha ne olsun?’ derdi. Burada şu an eriştiğimiz şey için aynısını söylüyorum. Öylesi düzenli ayda belki beş ya da altı defa söylemesek de hayatın bazen ne kıymetli olabildiğini fark etmek için duraklamazdık. Gerçekte ara sıra duraklayıp, “Daha ne olsun” derseniz? belki iyi amcam Alex bu mezunlarda yaşayabilir. (Daha ne Olsun syf:93)

“Ben kimya okudum ama daima İngiliz edebiyatı bölümlerinde ders verdim. Haliyle edebiyata bilimsel düşünceyi getirdim. Pek minnettarlık belirten çıkmadı yalnız” diye sitem ettiği cümlelerine karşılık ben şahsım adına kendisine kaleminin sıcaklığı, anlatımının yalınlığı ve insanın acısına dokunan merhamet kalemi için  teşekkür ediyor ve sırada savaş anılarının etkisini anlattığı romanı Mezbaha 5’i de dünyama davet edeceğimi ekliyorum .

Kısa bir hatırlatma: Blues tarzı müziğe ilgisini de belirten yazarı okurken; fonda çalmanız  tavsiyemdir.

Önceki yazı
Achebe, Kara Afrika’nın “Parçalanma”sını Anlatıyor.
Sonraki yazı
TERAPİDE ÇOCUKLUĞA İNMEK “YETENEKLİ ÇOCUĞUN DRAMI” ALİCE MİLLER
keyboard_arrow_up