Andre Mauroıs’ in ‘Helikopter’ yayınlarından Tahsin Yücel çevirisi ile çıkan kitabı “İklimler”
Uzun zamandır aradığım fakat basımı olmaması nedeniyle çabuk ulaşamadığım bir kitap oldu. Sahaflarda arayan ve bulanlar vardır elbette. Kitabın arka kapağında yer alan yazı
Sahaflarda buldum bu romanın eski bir baskısını. Varlık yayınlarından çıkmıştı. 1967 yılında, Tahsin Yücel çevirisiyle. Sayfalarını karıştırırken bir ithafla karşılaştım, şöyle diyordu: Sevgilim, bu kitabı ilk defa on beş bilemedin on altı yaşımda okudum. O kadar bayıldım ki bir süre Odile oldum… Sonra kitap bir biçimde yok oldu. Unutmuşum. Geçen gün sahafta görünce bir heyecan bir heyecan… Değişmemiş. Bence hala en güzel aşk hikayelerinden biri. Sana aldım.
Okuduğumda, ithafı yazana hak verdim. Hakikaten okuduğum en güzel aşk hikayelerinden biriydi. (12.basım/ helikopter yayınları, arka kapak yazısı)
Evet ben sahaflarda aramadan 12.basım 2020 baskısını bir siteden alan şanslı bir insanım , kitabı okuduğumda yukarıda yazılan büyülü bir aşk hikayesini mi okudum, bunu birazdan tartışacağım.
Psikolojik danışman veya psikoloji alanında eğitim alan bir birey iseniz, bu kitap size aşktan daha ziyade bağlanma stillerinin donelerini sunacaktır. Bu yüzden ben kitabı, büyülü bir aşk kitabının ötesinde bağlanma stillerinin baskın olduğu bir kitap olarak görüyorum. Kitabın kahramanlarının bağlanma stillerine değinmeden; nedir bu sürekli bahsettiğim bağlanma stilleri kısaca bahsedeyim.
BAĞLANMA STİLLERİ
Bağlanma teorisini psikoloji literatürüne John Bowlby’ nin anneler ve bebekleri ile olan çalışmaları aracılığıyla girdiğini görüyoruz. Bowlby’ nin çalışmaları göstermiştir ki; annemiz veya çocukluğumuzda bize bakım verenler ile kurulan o ilk ilişki ilerleyen yıllarda hem romantik hem sosyal hayattaki ilişkilerimizde belirleyici rol oynamaktadır. Yetişkinliğimizde daha doyurucu ve sağlıklı ilişkiler kurmak için bağlanma stilimizi fark etmemiz oldukça önemlidir. Bowlby’nin bahsettiği 3 bağlanma stili:
1)KAÇINGAN BAĞLANMA
Çocukluk çağımızda bakım veren bireyler ya da ebeveynlerimiz, muhtemelen soğuk, ilgisiz ve tepkisizdi. Bunun sonucunda yakın ilişkiler sizi boğucu ve bağımsızlığınızı tedirgin edici gelebilir. Akabinde sosyal hayatınızda;
- Samimi bir ortamdan çabuk uzaklaşabilirsiniz
- Kendinize ayıracak daha özel anlar istersiniz, kendinizle kalmak sizin için daha kolaydır.
- Bağlanma, bağlılık, ilişki kavramları sizi tedirgin edebilir. Hiç bilmediğiniz bir ormana dalmak gibidir.
2)KAYGILI BAĞLANMA
Ebeveyn veya bakım verenleriniz sizi yetiştirme sürecinde, ihtiyaçlarınızı anlama noktasında tutarsızdı. Sizde bu durum sonucunda ihtiyaçlarınızın anlaşılması ve karşılanması için sürekli teyakkuzda oldunuz.
- Samimiyet isteğini verilenden daha fazlasında arayabilirsiniz. Zamanında verilen ilgi dalgalanmaları ile isteğinizi tam alamamışsınızdır.
- Sevilecek bir insan olup olmadığınızı sürekli sorgularsınız.
- Her an ilgiye aç ve muhtaç bir haliniz vardır.
- İkili ilişkilerinizde partnerinizin güvenilir olup olmadığını sürekli sorgularsınız.
- Partnerinizin verdiği ilgi sizin için her zaman azdır.
3)GÜVENLİ BAĞLANMA
Aradığımız ve olmasını istediğimiz bağlanma stilini bu başlıkta detaylandıralım. Çocukluğunda tüm ihtiyaçları karşılanmış, ebeveyn-bakım verenleri tarafından duyguları anlaşılarak doğru bir şekilde aynalanmış, özenli ve duyarlı bir ortamda yetişmiştir. Böylece insanlara ve hayata dair yakınlık, samimiyet ve rahat hisseden bireyler olurlar. Duygular ve ihtiyaçlarınız doğru anlaşıldığı ve karşılandığı için sosyal ilişkilerinizde sizde partnerinizi doğru anlar ve ilişkilerinizi sağlıklı kurabilirsiniz.
Evet John Bowlby’nin felsefesini kısaca böyle özetleyerek romana geçiş yapayım. Romanımız 2 bölümden oluşuyor. 1.bölümde Philippe ve Odile aşkını okuyoruz, 2.bölümde ise Philippe ve Isabelle aşkını. Romanımızın baş kahramanı Philippe. Kahramanımız çocukluğunda amazon kadın stili olarak kafasında tasarladığı bir kadın yaratıyor ve aşkta onu aradığını belirtiyor. Odıle adında bir arkadaşıyla evliliği ve sonrasında Isabelle evliliği sırasında Solange ilişkisinde anlıyoruz ki Philippe’ nin bağlanma stili kaygılı bir bağlanmanın göstergesi. Bu göstergeleri alıntılarla belirteyim.
Odille(Philippe’nin ilk ve unutamadığı aşkı) : Korkularınızla, kuşkularınızla beni öylesine yoruyorsunuz ki, sorgu yargıcının karşısında bir sanık gibiyim. (syf 53)
Kaygılı bağlanan bireylerin yoğun bir şekilde partnerine güvensiz davrandığını belirtmiştik.
Philippe: uzun Hamburg- Paris yolculuğu sırasında, Odile’ i düşlüyordum, odasındaydı, yüzünü göremediğim bir adamı içeri alıyordu. (syf 56)
Philippe: Ne diye bir başkasını değil onu seviyorum diyordum kendi kendime. Güzel diye mi. Evet ama ondan başka güzel yüzlü olanlar, ondan çok daha akıllı olanlar yok değil. Büyük kusurları var Odile’ ın . DOĞRUYU SÖYLEMEZ!
Kaygılı bağlanan birey çocukluğundaki tutarsızlığı bulacağı ilişkiler seçmeye eğilimlidir.
Philippe: Yitirince acı çekmeyeyim diye yitirmeye hazır bekliyordum. (sayfa 99)
Philippe kaygılı bağlanan bir bireydi ve Odile ile olan ilişkisinde sürekli savaş halinde idi. Sonunda haliyle Odile’ ın bu ilişkiden yorulması ve kaçması kaçınılmaz oldu.
Romanın ikinci bölümü Philippe ve Isabelle ilişkisi olarak ilerliyor. Bu kısımda da Isabelle’ın kaçıngan bağlanma stilinin seslerini duyuyoruz.
Isabelle: Annem güzellikten hiç nasip almadığımı, kendimi beğendirmekte çok güçlük çekeceğimi yineler dururdu bana. Sonsuz bir sevgi gereksinimi duyan çok beceriksiz bir kızdım.
Romanın 2.kısmında giriş yapan Isabelle tamamen ilgisiz ve duyarsız bir ailede yetişerek kaçıngan bağlanan birey profilini bizlere çiziyor. Philippe için Isabelle hiçbir zaman Odile aşkı kadar yoğun meşgul etmiyor yüreğini. Ta ki bağlanma stilini tetikleyecek durumlar ortaya çıkana kadar;
Isabelle: Posteur Enstitüsüne gitmiş olursam akşam çok telaşlı buluyordum onu. Öyle ki beni bulacağından kuşkusu olmasın diye laboratuvarı bıraktım sayesinde. Böylece yavaş yavaş yaşamını yaşamıma bağlıyordu. (sayfa 120)
Isabelle kaçıngan bağlanan bir stil iken; Philippe olan ilişkisinde güvenli bir bağ kurmayı deniyor, fakat partnerini yeterince anlamayan Philippe sadece kaygılı anlarında Isabelle’ yi fark ediyor.
Isabelle : Ailemin benden esirgediği ılık, okşayıcı iklimi istiyorum aşktan.
Isabelle ne kadar kaçıngan bağlanma stiline sahip ise de ilişkiden beklentilerinin farkında. Roman sonunda bunu partnerine aktarmayı kısmen de olsa başarıyor. Peki sizler bağlanma stilleriniz konusunda biraz okumak ve güvenli bir ilişki için neler yapabilirsiniz?
- Bağlanma biçiminizin farkına varmaya çalışın.
- Neye ihtiyacınız var, ne hissediyorsunuz bunu fark etmeye çalışın.
- İlişki kurmak sizin için ne anlama geliyor bunu anlamaya çalışın.
- Partneriniz ile ilişki tanımınız ve beklentilerinizi konuşun.
- Sağlıklı ilişki kurabilen bireylerle aynı ortamları paylaşmaya çalışın.
- Duygularınızı daha iyi anlamak ve bağlanma stiliniz hakkında profesyonel destek alabilirsiniz.
Dipnot: Bağlanma (Amır Levıne ve Rachel Heller) kitabına da göz atabilirsiniz.