Kurt Kanunu (Kemal Tahir)

Kurt Kanunu, 1926’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’ya yapılması planlanan suikast girişimini konu alır. Yazılması zor, dönem itibariyle yazmak için cesaret gerektiren konuları anlatmak takdire şayandır. Kemal Tahir’in çok iyi tarih bilgisine sahip olduğu su götürmez bir gerçek ancak bu araştırmacı ruhla yazılan romanlar her ne kadar bilgilendirici olsa da eseri, edebi estetikten uzaklaştırır. Kendimizi bir tarih kitabı okuyormuş gibi hissedebiliriz zaman zaman. Türk romanının başlangıcında iki temel unsur göze çarpar. Birincisi batıyı örnek almak ki bizim batıyı örnek aldığımız dönemde batı çoktan rönesansını yaşamıştı ve sanat anlamında estetiğini oturtmuştu diyebiliriz. İkincisi ise, romanın bir şey öğretmesi, yani öğretici nitelikte bir metin olması. Kemal Tahir ikincisini tercih etmiştir. Ayrıca Kemal Tahir, Kurt Kanunu romanını: “Bireyin drama düşmüş hali” diye niteler. Bireyin, tarihsel bakımdan önemli ve karışık bir dönem seçildiği için dönemin dramı anlatılırken bireyin serüveni yerine toplumun serüveni yansıtılmıştır. Haliyle roman bir tek kahraman üzerine değil birkaç kişi üzerine oturtulmuştur. Bununla beraber kendi roman anlayışını da genel olarak dile getirmiştir:

‘Kemal Tahir’in roman hakkındaki düşüncelerini iki başlık altında incelemek olanaklı:

1. Türk romanında insanın ve toplumun dramı.

2. Türk romancısının ödevi.

Bundan ötürü 1945’lere kadarki romanımıza “Türkçe’de yazılmış roman” der Kemal Tahir ama Türk romanı demez, çünkü “Batı romanı kopyacılığı çizgisinde gelişmiştir” ve “dış kalıpları gibi romanımızın özü de, sadece yerli adlar taşıyan yabancı insanların özentili serüvenlerinden ibaret kalmıştır”.1

Bu bakış açısından yola çıkarak kitaptaki bazı karakterlerin davranışlarının, içerisinde bulunduğu durumla tutarsızlıklar yansıttığına şahit oluruz. Örneğin; Abdülkerim, Mustafa Kemal Paşa’ya yapılan suikast girişiminden aranan bir kaçak iken, neredeyse gittiği her ortamda bir kadının koyununa girme merakı vardır. Bu durum, içinde bulunduğu tehlikenin verdiği korkuya karşı mantıksız bir tutumdur. Üstelik yakalanırsa yüksek ihtimalle hayatı sona erecektir. Başka bir örnekte ise Kara Kemal Bey suikast girişimi hakkındaki haberleri gazetede okurken yazar, bize Halide Edip Adıvar’ın isminin geçtiği bir haberi aktarır.

Konuyla ilintisi olmadığı halde, araştırmacı ruhu, tarih bilgisi ve yazmaya cesaret edebildiği eserlerle Türk edebiyatında önemli bir iş yapmıştır Kemal Tahir. Ayrıca bir dönem cezaevinde kalarak bunun bedelini de ne yazık ki ödemiştir. Bu sebepten Kemal Tahir, Türk edebiyatında her zaman Dört Kemal’den biri olarak anılmıştır.

Kaynak

1. Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2, Berna Moran

Önceki yazı
Suç Ve Ceza (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski)
Sonraki yazı
Kuyucaklı Yusuf (Sabahattin Ali)
keyboard_arrow_up